bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      -sen hiç aşık oldun mu hocam? -1977'diydi. bakırköy halkevine gidiyorum. ebru diye bir kız var halk oyunları ekibinden. su gibi güzeldi ebru. birbirimize hiçbir şey söylemeden öylece sessizce bakardık. nihayetinde halk evine gelen birine yan gözle bakmak da yakışık almazdı. ayrıca aşk içinde erkendi zaten. her gün sabah taze demlenmiş çaylarımızı alır, sigaralarımızı yakar, pencerenin kenarına yerleşir, telaşla işe gitmeye çalışan kalabalığa öylece sessizce bakardık. ben çayları doldurmadan önce teybe “guantanamera” yı koyardım. o zaman che guevara hayrandı ya devrimciler çok severdi bu parçayı. her sabah ilk dem çay, ilk sigara ve guantanamera. her gün tekrarlanan bir ayin gibi bir şeydi bu. bir gün örgüt karar aldı. faşistlerin kurtarılmış bölgelerine gidip yazılama yapılacak moralleri bozulacak diye. o zaman halkevine yakın yenimahalle'de bir sokak var. devrimciler giremiyor oraya. ben dedim gideceğim. örgütten silah istedik vermediler. “yazılama işi için silah olmaz” dediler. neyse iki arkadaş aldım yanıma gittim. demir çubuğu da taktım belime. bir elimde boya kutusu-fırça başladım yazmaya. bir ara bir baktım bizim gözcü kaçıyor. ne olduğunu anlamaya kalmadan kalabalık bir faşist grubu çöktü üzerimize. allah ne verdiyse vuruyorlar ama. bende çektim demir çubuğu kime denk geliyorsa vuruyorum ama bir yandan da kaçıyorum ha. tabi ağzım yüzümde dümdüz oldu. neyse kendimi attım halk evine. baktım ebru halk oyunları çalışıyor. beni gördü yüzü sapsarı oldu kızcağızın. hemen yanıma geldi boynunda yemenisini çıkarttı. kanları silmeye başladı. ben tabii zafer kazanmış komutan edasındayım. gömleğime baktı bütün düğmeleri kopmuş. “çıkar o gömleğini düğmelerini dikeyim” dedi. şaşırdım. olmaz dedim utanırım. çıplak mı kalacağım. o zaman üstünde dikeyim dedi. sesimi çıkarmadım. gitti iğne iplik düğme buldu geldi başladı dikmeye. düğmeleri ağzıyla ipliklerini koparmaya başladığı zaman sıcak nefesini hissettim. ürperdim. kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı. son iki düğmede yeter dedim. bu kadar yeter sağol. neyse o gece sabaha kadar uyuyamadım. her gözümü kapattığımda ebrunun sıcak nefesi böyle bir deniz esintisi gibi hissediyordum. tabi erkenden halk evini açtım. çayları doldurdum teybe guantanamerayı koydum. başladım beklemeye. bir iki üç… beş saat geçti ebru gelmedi. o gün gelmedi. ertesi gün yine gelmedi. hafta oldu. ebru yine gelmedi. fikriye diye bir arkadaşı vardı. ebru diye halk evine gelmiyor diye. ailesi mahallede olanlardan korktuğu için üsküdar'a teyzesinin yanına yollamış. bütün kanım çekildi sanki. ebru bende ne kadar aşk varsa hepsini de alıp gitmişti birlikte. nereye baksam ebru'yu görmeye başlamıştım. hep onu düşünüyordum. aklımda başka hiçbir şey yoktu. o günden sonra ebru'yu rüyalarımda görmeye başladım. her gördüğüm rüyamda başka bir yüzle gelmeye başlamıştı. sonrasında hangi yüzün gerçek ebru'ya ait olduğunu bile unuttum. ben bir düşe aşık olmuştum delikanlı. beyaz bir tülün ardındaki düşe. yaa işte böyle yoldaş. şairin dediği gibi; kavuşursan meşk olur, kavuşmazsan aşk olur. biz kavuşamadık aşk oldu galiba.
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "parmak gökyüzünü gösterdiğinde sadece aptallar parmağa bakar" - amélie
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      açık dünya, kapalı yaralar
    5. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "bu maskenin ardında etten fazlası var. bu maskenin altında bir fikir var ve fikirlere kurşun işlemez." -v for vendetta
    6. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      he may not have been born with guts, but he didn't have to die without them -bridge of terabithia